İnsan düşünen bir varlıktır. Düşünmeyen insan yok gibidir. Bir de bunların arasında hiç düşünmeden özenti ve taklit yaparak başkalarının hayatını kendine uyarlamaya/uydurmaya çalışanlar vardır. Özenti ve taklitçilik insana kendin olmayı unutturuyor. Başkalarının hayatının daha güzel, daha mükemmel olduğunu düşündürüyor.

İşte bunlardan birisi de çıplaklıktır.

Günümüzde özellikle kadınlar arasında yaygınlaşan kendi bedenini gösterme/çıplaklık toplumumuzda yaygınlaştı. Tabi bunun çeşitli sebepleri vardır. Sosyal medyadan tutun da, Türk dizilerindeki karakterlere benzeme hastalığı bu çıplaklığın/sapkınlığın yayılmasında çok büyük olumsuz etkisi oluyor. Bundan birkaç yıl öncesine kadar açık olanlarda bile namus kavramı bir şey ifade ederken günümüzde bu kavram bile hiçbir şey ifade etmemeye başladı.  

Özgürlük adı altında bedenlerini teşhir edenler, elbette şeytanın yolundan gidiyorlar. Kendilerine insan şekline bürünmüş şeytan diye hitap etseniz hemen kızarlar ama şeytanın sevdiği ve istediği tarzı giyinmekten de asla geri kalmazlar. Üstüne üstlük bizlere de namus dersi vermeye kalkarlar. En büyük ahlaksızlıklara sebep olurlar ama kendilerine sorsan en ahlaklı onlardır.

Sokaklarımızı cehenneme döndü. Bu kadınlar bir şeyler giyiniyorlar ama neresini örtükleri belli değildir. Peygamberimizin (sav) hadisinde belirttiği gibi bunlar giyinik çıplaklardır. Giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah'a itaatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü  gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Hâlbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur." buyurdular." [Müslim, Cennet  53, (2857), 52, (2128).]

Bir de bu kadınların/kızların böyle giyinmelerine ses çıkarmayan/göz yuman eşler ve babalar var. Hatta böyle giyinmelerinden mutlu olan eşler ve babalar var. Bu hususta da peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Üç kimse vardır ki, kıyâmet günü Allah onların tarafına bakmaz; anne-babasına âsî olan çocuk, erkeğe benzemeye çalışan kadın ve deyyûs."(Nesâi, Zekât 69)

Bize normal gösterilmeye çalışılan bugünkü çıplaklık normal bir şey değil. Belki de tarihte bir benzeri yaşanmamış çıplaklıkla karşı karşıyayız. Büyük bir fitnenin içerisindeyiz. Bu fitnenin en büyük aktörü de bedenini teşhir etmekten çekinmeyen kadınlardır. Belki de tüm peygamberlerin özellikle de bizim peygamberimizin uyardığı deccal fitnesi bu olsa gerektir. Çünkü insanlığı özelde Müslümanlığı baştan çıkardılar. Ahlak denen şey sadece kelimelerde ve sözcüklerde kaldı. Müslümanların ahlakının bozulmasında en büyük etkenlerden bir tanesi de giyinik çıplak kadınlardır.

Bir sözümde şu başını bağladığını zanneden ama giyindiği elbiselerle tesettürle yakından uzaktan alakası olmayan kadınlaradır/kızlaradır. Sizler İslami tesettürü yanlış anladınız. Sizin giyindiğiniz tesettür değil, sadece tarzdır. Kendinizi kandırmayın. Dar aklınıza göre giyindiğinizi zannediyorsunuz ama giydikleriniz tesettürü karşılamadığı gibi, sizler bu şekilde kötü örnek olduğunuz için büyük vebal altındasınız. Bunlara sorsan hocaları/alimleri sevmezler. Çünkü doğruyu duymak istemiyorlar. Giyim tarzlarının da doğru olduklarını zannediyorlar. Zavallı duruma düşüyorlar. Karşı tarafa özenmeye çalışıyorlar. Ne onlardan tam olabiliyorlar ne de bu tarafta. Arada kalmış, kendini ispatlamaya çalışan zavallı durumu düşüyorlar. Her çıplaklık sapıklıktır. Bunun erkeği kadını da yoktur.