Son günlerde toplumsal bir tartışma haline gelen "Umre mi, Gazze’ye yardım mı?" sorusu, inanç ve sorumluluklarımız açısından yeniden düşünmemizi gerektiriyor. İlçe vaizi Şaban Peker, bu konudaki önceliklerin önemine dikkat çeken bir değerlendirmede bulundu. Dini metinlerden referanslar vererek, büyük günahlar ve küçük günahlar arasındaki farkın altını çizen Peker, Müslümanların gündemindeki bu sorunun, iyi niyet ve ibadetle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Peker, Nisa Suresi'nde yer alan "Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, küçük günahlarınızı örteriz" ayetini hatırlatarak, önce haramları terk etmenin ve ardından helalleri yapmanın önemine değindi. Mecelledeki "Defû’l-mefasid ve celbu’l-menafi’" kuralını örnek veren vaiz, Müslümanların öncelikle büyük günahlardan sakınmalarının farz olduğunu ifade etti. Sadece ibadetlere değil, sosyal ve ticari hayatta da dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Peker, birçok kişinin zikir ve nafile ibadetlere gösterdiği hassasiyetin, aile ve toplumsal sorumluluklarda aynı ölçüde olmaması gerektiğini belirtti.

Gazze’ye yardımların önemi üzerinde duran Peker, umre yapmak yerine insani yardımın önceliklendirilmesi gerektiğini, bu durumun da inancımızın gerektirdiği bir sorumluluk olduğunu vurguladı. "Öncelikle Gazze’ye yardım etmek, umre yapmaktan daha mı önceliklidir?" sorusunu yönelten Peker, bu süreçte yardımların ulaşmaması durumunun önemsenmemesi gerektiğini belirtti. "Allah niyetimize bakar, biz elimizden geleni yapmalıyız" diyen vaiz, inancımızın bu çerçevede uygulandığında gerçek anlamda  önem kazanacağını dile getirdi.

Sonuç olarak, Peker’in mesajı net: İslam’ın özünde büyük günahlardan kaçınmak en önemli öncelik olmalı. Sosyal ve toplumsal sorumluluklarımızı göz ardı etmeden, gerçek anlamda ibadetlerimizi yerine getirmek için önceliklerimizi doğru belirlemeliyiz.