EN HAYIRLI OLAN KİMDİR ŞABAN PEKER YAZDI
EN HAYIRLI OLAN KİMDİR ŞABAN PEKER YAZDI
Akyazı ilçe vaizi Şaban Peker çocuklara kuran eğitiminin önemini kaleme aldı. Peker Çocukları kur'an kurslarına davet etti.
Akyazı ilçe vaizi Şaban Peker çocuklara kuran eğitiminin önemini kaleme aldı. Peker Çocukları kur'an kurslarına davet etti.
Sizin en hayırlınız Kur'an öğrenen ve öğretendir. (hadis) Kur'an kursları ve camiler pazartesi itibariyle Allah’ı, Peygamberi, ahlakı ve Kur’an’ı öğrenmek isteyenler için açıldı.
Kurslarımız ve camilerimiz Müslüman toplumların temel yapı taşıdır. Burada okuyan öğrenciler ülkenin manevi sigortasıdır. Kendini Allah’a adayan genç, Dinine bağlı Allah’ı ve Peygamberi öğrenen ve bu yolda yürüyen genç dünyasını imar eder. Ahiretini kazanma yolunda çalışır. Sonunda dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşur.
Bu zamanda Kur’an yolunda yürüyen genci, Habil ile Kabilin mücadelesinde Habil’e, Ashabı Kehf ile o zamanın putperestler arasındaki Ashabı kehfe, Hz. Musab bin Umeyre, İlmin kapısı Hz. Ali’ye, Hz. Muaz bin Cebel’e Allah’a ve Peygambere koşan, hak ile batıl savaşında hak yolunda cihat eden gençlere benzetiyorum. Çünkü o genç şu zamanın tüm cazibelerine karşı kendini bu yola adamıştır. İnternet ve televizyon ve sosyal medya ağları üzerinden gençleri ağlarına düşürmek isteyen şer güçlere karşı, camilerimizde ve Kurslarımızda hocalarımız çocuklarımızın maneviyatı ve geleceği için çalışmaktadırlar. İmansızlığın ve ahlaksızlığın arttığı şu dönemde Allah’ı tanıyan ve bilen İman ve ahlak yolundaki genç cennet yolundadır.
gerek televizyon, gerek internet ve modalar, Kur’ân ve Sünnet kültüründen mahrum yetişen gençlerimize, Batı’nın, İslâm ahlâkından uzak kültürünü empoze etmektedir. Kendi büyük değerlerini yeterince ve lâyıkıyla tanıyamayan genç dimağlar da, hazin bir aşağılık kompleksi içerisinde, öz değerlerine yabancılaştırılmaktadır. Böylece global kültür ve güç odaklarının kuklası hâline getirilmektedir. Gençlik güzel değerlendirilirse, orta yaşlar meyvedar olur, yaşlılık pişmanlıklardan, ah vahlardan selâmet bulur ve gerçek hayat olan âhiret yurdu, ebedî cennet baharına kavuşur.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur:
“Allah Teâlâ, gençliğini Allâh’a itaat yolunda geçiren genci sever.” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 65/1867)
Yine Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ; Allâh’a itaat eden ve İslâm ahlâkı üzere yetişen bir gencin, kıyâmet günü Arş’ın gölgesinde bulunacağını haber vermiştir. (Buhârî, Ezân, 36)
Bir milletin gençleri; gücünü, kuvvetini fazîlete sevk ediyorsa, harcıyorsa, o millette istikbal vardır. Yok, eğer gençlik nâmına ruhsuz, mâneviyatsız, robot insanlar yetişiyorsa; o milletin âkıbetinde hezimet vardır.
Evlâtlarımızı yaz mevsiminde açılan mânevî eğitim programlarına, Kur’ân kurslarına muhakkak gönderelim ki; yavrularımız, hem maddî hem mânevî olarak istikamet kazansınlar. Kur’ân’a gönül versinler. Namaz şuuru kazansınlar. Îman kardeşliğini yaşasınlar.
Anne babalara sesleniyorum. Eğer benim evladım iyi bir evlat olsun istiyorsan Kurslarımızda ya da camilerimize evlatlarımızı gönderme hususunda ihmalkar olmayalım.
Eğer, ahireti önemli değil, Kur’an öğrenmese de olur, arkamda bir fatiha okumasa da olur diyorsan, namazını koşmasın, oruç tutmasın, Allah’ı bilip öğrenmesin diyorsan, o daha genç/çocuk istediği gibi eğlensin, gezsin, biz çocukluğumuzu yaşayamadık o yaşasın diyorsan, çocuğun okulu daha önemli görüp, cami ve kursları önemsiz görüyorsan, çocuğun dünyasını ve geleceğini düşünüp, dinini ve ahiretini düşünmüyorsan, camiye ya da kursa gönderme. Ama yarın kıyamet günü çocuğun senden şikayet ettiği zaman ne kadar büyük yanlış yaptığının farkına varacaksın.
Gece gündüz demeden onlar için çalışmıştık. Bir dediklerini iki etmemiştik. Onlar için özel hocalar tutup sınavlara hazırlamıştık. Bir diploma sahibi olmaları için belki özel okullara ve özel kurslara bile göndermiştik. Yememizden içmemizden kısıp gelecekleri için milyarlar dökmüştük. Ama camiye ya da kursa gelince hiç önemsemedik. Şimdi anne babadan şikayet edecekler. Bize dinimizi zerrece öğretmediler. Abdest nedir? Gusül nedir? Namaz nedir? Öğretmediler.
İstediğimiz her kıyafeti aldılar. Ama tesettür nedir? İffet nedir? Hayâ nedir? Hiç öğretmediler. Her sabah bizi servise yetiştirmek için uykusuz kaldılar ama bir sabah namazına bile kaldırmadılar ya Rabbi! Diye şikayet edecekler.
Bana bir gün bile ahiretten, sorgudan, sualden bahsetmediler. Gözleri dünyadan, dünyalıklardan ve diplomadan başka bir şey görmedi diye şikayet edecekler.
Bunun için diyorum ki gözbebeklerimiz olan çocuklarımızı camilerimize ve kurslarımıza gönderelim. Daha önce gitmişti, yeter demeyelim. Çünkü iki ay çok kısa zaman. Bir diploma için yıllarca çocuklarımızı okutuyoruz ama yeter diyor muyuz? Gerekirse hafızlık bölümüne verelim. Hafız bir imam, hafız bir mühendis, hafız bir doktor, hafız bir bilişimci neden olmasınlar. Çocuklarımız bizim ve ülkenin geleceğidir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.