ŞABAN PEKER
Köşe Yazarı
ŞABAN PEKER
 

Kıskanç Bir Kalpten Sakının!

Kıskanç Bir Kalpten Sakının!  Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri iç çekerek arzu etmeyin. Nisâ, 32 Bugün size bu ayetin bu kısmını açıklamaya çalışacağım. Allah (cc)’ın bazı insanlara diğer bazılarından maddi açıdan üstün kılmıştır. Bu para, mal, akıl, güzellik, makam vs. olabilir. Fazla parası olan birini gördüğümüzde, bizden daha iyi bir arabası olan birini gördüğümüzde, daha iyi işi olan birini gördüğümüzde bizi asla kıskançlığa/hasetliğe götürmemesi gerekiyor. Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sizden biri, mal ve yaratılış bakımından kendinden daha üstün kılınan kimseyi baktığında, kendinden daha aşağıda olana da baksın!” (Buhârî, Rikâk, 30; Müslim, Zühd, 8) Kıskançlığın birçok çeşidi olabilir. Birini sadece sahip olduğu bir şey yüzünden kıskanabilirsiniz ve sende neden o şeyin olmadığı konusunda takıntılı hale gelirsin ve bu seni yiyip bitirir. Bu kıskançlık, para ve maddi şeylerle veya maddi olmayan şeylerle ilgili olabilir. Hatta bu kıskançlık anne veya babanın sevgisiyle bile ilgili olabilir. “Babam neden onu daha çok seviyor gibi. Bu tarz şeyler kardeşler arasında olabiliyor. Ebeveynler de buna dikkat etmiyorlar. Çünkü sürekli “O senden daha akıllı, neden onun gibi olamıyorsun?” diye hatırlatıp duruyorlar. Hatta kadın, kocasını annesinden kıskanabilir. Bir anne de oğlunu, gelininden kıskanablir. Ki böyle vakialar bir hayli fazladır. Böyle yapanlar ailenin içinde bir kıskançlığı zemin hazırlamış oluyorlar. Allah (cc) bu ayette, diğer bazı insanlara Allah (cc) tarafından verilmiş şeyleri arzu etmeyin diyerek başlıyor. Üstünlükler tabi ki var. Gerçekten de bizden daha iyi, bizden daha akıllı insanlar var. Bizden daha ilim sahibi olan insanlar var. Bizden daha çok para kazanan insanlar var. Ailenizin içinde sizden daha çok takdir görenler var. Bu bir gerçek. Ama bunlardan bazılarında Allah (cc) onlarda olmadığı şeyleri size vermiştir ama siz, size verilen nimetlerin farkında değilsiniz. Sadece karşı tarafa verilenleri görüyorsunuz.  Sizin yaptığınız şey, başkasının sahip olduğunun aynısını istemeniz. Hâlbuki Allah (cc) sizi bir başkasıyla aynı yaratmadı ve başkasına verdiği nimetleri size vermedi. Hepimizin farklılıkları var ve bu da çok normal. Bizim yapmamız gereken, kendimizi bir başkasıyla karşılaştırmadan bize verilenlerle Allah’ın lütfunu kazanmaya çalışmaktır. Kabil, Habil’i kıskançlık yüzünden öldürdü. Bu kıskançlık öyle çirkin kötü ve çirkin ki; Yakup peygamberin oğlu olsanız da kıskançlık sizi kardeşinizi öldürmek isteyeceğiniz noktaya getirebilir. Varmak istediğim nokta şu. Kıskançlık asla hafife alınacak bir durum değildir. İçinde olan bir şey gibi görünebilir. Sadece bir his gibi görünebilir. Ama bu kalbin içindeki yatışmayan/tatmin olmayan bir arzudur. Tıpkı sivrisineğin ısırdığı yer gibi. Devamlı kaşınma hissi duyarsın. Sen kaşıdıkça o daha kötü hale gelir. Görmezden gelip geçmesine izin verirsen geçer. İşte kıskançlıkta böyledir. Başkalarının sahip olduğu şeyleri düşünüp durmaktan kendimi alamadığında kıskançlık hastalığı bünyeni sarmış demektir. “Haset ettiğin kişideki nimetinin yok olmasını temenni etme,” o şeye artık sahip olmamasını istememe, “keşke o kovulsa ve ben onun yerine geçsen ve terfi alsam.” Bu şekilde haset ettiğin kişinin başarısızlığını görmek istiyorsun. İçinde bir şeyler onun başarısız olmasını arzuluyor. İçindeki his, onların başarısız olduğunu gördüğünde veya acı çektiğini gördüğünde kendini daha iyi hissediyorsun. İşte haset/kıskaçlık budur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hasetten sakınılması hususunda şöyle buyurmuştur: “Hasetten sakının. Çünkü ateşin odunu yakıp tükettiği gibi haset de iyi amelleri yakar, bitirir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 44; İbn Mâce, Zühd, 22) Yapmamız gereken, bizde bu hastalığın olup olmadığını, kendimizi böyle hissedip hissetmediğimizi kontrol etmektir. Kıskançlık; sizin iş hayatınız, aile hayatınız, kişisel hayatınız, manevi hayatınız, toplumsal hayatınız gibi her türlü alanı ele geçirip mahv eder. Burada bizim yapmamız gereken şey, Allah’ın başkalarına verdiği nimeti istemek yerine, Allah’tan lütfundan isteyin. Diğerlerinin ne elde ettiğini kendinizdeki nimetlerle karşılaştırmayı bırakmak. Başkalarını düşünmemek. Eğer bunu içselleştirebilirseniz çok daha mutlu bir hayat yaşarsınız. Ayette de bize bu hatırlatılıyor. Bu hayatta kıskançlık başımıza gelebilir. O hastalıklı his içimizde olabilir. Kıskançlık düşünceleriyle içten içe yanarak ve kuruntulara izin vererek kalbinde nefret oluşturmaya izin vermememiz gerekir. Gerçekten kendinizi düşünmeyi bırakıp hep başkalarını düşünüyorsanız amelleriniz boşa gider. Sevgili peygamerimizin şu güzel sözüyle yazımı bitirmek istiyorum: Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir kulun kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz.” (Nesâî, Cihâd, 8) Şaban Peker Akyazı Vaizi  
Ekleme Tarihi: 27 Ağustos 2024 - Salı

Kıskanç Bir Kalpten Sakının!

Kıskanç Bir Kalpten Sakının! 

Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri iç çekerek arzu etmeyin. Nisâ, 32

Bugün size bu ayetin bu kısmını açıklamaya çalışacağım.

Allah (cc)’ın bazı insanlara diğer bazılarından maddi açıdan üstün kılmıştır. Bu para, mal, akıl, güzellik, makam vs. olabilir. Fazla parası olan birini gördüğümüzde, bizden daha iyi bir arabası olan birini gördüğümüzde, daha iyi işi olan birini gördüğümüzde bizi asla kıskançlığa/hasetliğe götürmemesi gerekiyor.

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Sizden biri, mal ve yaratılış bakımından kendinden daha üstün kılınan kimseyi baktığında, kendinden daha aşağıda olana da baksın!” (Buhârî, Rikâk, 30; Müslim, Zühd, 8)

Kıskançlığın birçok çeşidi olabilir. Birini sadece sahip olduğu bir şey yüzünden kıskanabilirsiniz ve sende neden o şeyin olmadığı konusunda takıntılı hale gelirsin ve bu seni yiyip bitirir. Bu kıskançlık, para ve maddi şeylerle veya maddi olmayan şeylerle ilgili olabilir. Hatta bu kıskançlık anne veya babanın sevgisiyle bile ilgili olabilir. “Babam neden onu daha çok seviyor gibi. Bu tarz şeyler kardeşler arasında olabiliyor. Ebeveynler de buna dikkat etmiyorlar. Çünkü sürekli “O senden daha akıllı, neden onun gibi olamıyorsun?” diye hatırlatıp duruyorlar. Hatta kadın, kocasını annesinden kıskanabilir. Bir anne de oğlunu, gelininden kıskanablir. Ki böyle vakialar bir hayli fazladır. Böyle yapanlar ailenin içinde bir kıskançlığı zemin hazırlamış oluyorlar.

Allah (cc) bu ayette, diğer bazı insanlara Allah (cc) tarafından verilmiş şeyleri arzu etmeyin diyerek başlıyor. Üstünlükler tabi ki var. Gerçekten de bizden daha iyi, bizden daha akıllı insanlar var. Bizden daha ilim sahibi olan insanlar var. Bizden daha çok para kazanan insanlar var. Ailenizin içinde sizden daha çok takdir görenler var. Bu bir gerçek. Ama bunlardan bazılarında Allah (cc) onlarda olmadığı şeyleri size vermiştir ama siz, size verilen nimetlerin farkında değilsiniz. Sadece karşı tarafa verilenleri görüyorsunuz.  Sizin yaptığınız şey, başkasının sahip olduğunun aynısını istemeniz. Hâlbuki Allah (cc) sizi bir başkasıyla aynı yaratmadı ve başkasına verdiği nimetleri size vermedi. Hepimizin farklılıkları var ve bu da çok normal. Bizim yapmamız gereken, kendimizi bir başkasıyla karşılaştırmadan bize verilenlerle Allah’ın lütfunu kazanmaya çalışmaktır.

Kabil, Habil’i kıskançlık yüzünden öldürdü. Bu kıskançlık öyle çirkin kötü ve çirkin ki; Yakup peygamberin oğlu olsanız da kıskançlık sizi kardeşinizi öldürmek isteyeceğiniz noktaya getirebilir. Varmak istediğim nokta şu. Kıskançlık asla hafife alınacak bir durum değildir. İçinde olan bir şey gibi görünebilir. Sadece bir his gibi görünebilir. Ama bu kalbin içindeki yatışmayan/tatmin olmayan bir arzudur. Tıpkı sivrisineğin ısırdığı yer gibi. Devamlı kaşınma hissi duyarsın. Sen kaşıdıkça o daha kötü hale gelir. Görmezden gelip geçmesine izin verirsen geçer. İşte kıskançlıkta böyledir.

Başkalarının sahip olduğu şeyleri düşünüp durmaktan kendimi alamadığında kıskançlık hastalığı bünyeni sarmış demektir. “Haset ettiğin kişideki nimetinin yok olmasını temenni etme,” o şeye artık sahip olmamasını istememe, “keşke o kovulsa ve ben onun yerine geçsen ve terfi alsam.” Bu şekilde haset ettiğin kişinin başarısızlığını görmek istiyorsun. İçinde bir şeyler onun başarısız olmasını arzuluyor. İçindeki his, onların başarısız olduğunu gördüğünde veya acı çektiğini gördüğünde kendini daha iyi hissediyorsun. İşte haset/kıskaçlık budur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hasetten sakınılması hususunda şöyle buyurmuştur: “Hasetten sakının. Çünkü ateşin odunu yakıp tükettiği gibi haset de iyi amelleri yakar, bitirir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 44; İbn Mâce, Zühd, 22)

Yapmamız gereken, bizde bu hastalığın olup olmadığını, kendimizi böyle hissedip hissetmediğimizi kontrol etmektir. Kıskançlık; sizin iş hayatınız, aile hayatınız, kişisel hayatınız, manevi hayatınız, toplumsal hayatınız gibi her türlü alanı ele geçirip mahv eder.

Burada bizim yapmamız gereken şey, Allah’ın başkalarına verdiği nimeti istemek yerine, Allah’tan lütfundan isteyin. Diğerlerinin ne elde ettiğini kendinizdeki nimetlerle karşılaştırmayı bırakmak. Başkalarını düşünmemek. Eğer bunu içselleştirebilirseniz çok daha mutlu bir hayat yaşarsınız. Ayette de bize bu hatırlatılıyor.

Bu hayatta kıskançlık başımıza gelebilir. O hastalıklı his içimizde olabilir. Kıskançlık düşünceleriyle içten içe yanarak ve kuruntulara izin vererek kalbinde nefret oluşturmaya izin vermememiz gerekir. Gerçekten kendinizi düşünmeyi bırakıp hep başkalarını düşünüyorsanız amelleriniz boşa gider. Sevgili peygamerimizin şu güzel sözüyle yazımı bitirmek istiyorum: Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bir kulun kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz.” (Nesâî, Cihâd, 8)

Şaban Peker

Akyazı Vaizi

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyazimeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.