ŞABAN PEKER
Köşe Yazarı
ŞABAN PEKER
 

Öncelik Hangisi? Umre mi, Gazze’ye Yardım mı?

Öncelik Hangisi? Umre mi, Gazze’ye Yardım mı? Bugün size nisa süresinden bir ayet paylaşmak istiyorum. Bu ayette Allah (cc) bize uzak durmamız gereken günahlar için öncelik anlayışı veriyor. Allah (cc) ayette diyor ki: “Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi değerli bir yere koyarız.” (Nisa, 31) Mecellede şöyle bir kural var. Defû’l-mefasid ve celbu’l-menafi’. Yani önce haramları terk etmek. Sonra helalleri yapmak. Genelde hayatımızda önceliklerle ilgili yanlış anlaşılmalar var. Bu, sünnet ve farz olan meselelerde olabildiği gibi, küçük günah büyük günah durumlarında karşımıza çıkmaktadır. Sünnetleri yapmak hususunda dikkat ederken, farzları yapma konusunda aynı hassasiyette değiliz. Küçük günahlara dikkat ederken büyük günah dediğimiz fiillere dikkat etmiyoruz. Mesela eve ya da camiye girerken sağ ayakla girmek. Elbise giyerken sağdan başlamak. Yemek tabağını sünnet diye iyice sıyırmak. Suyu üç yudumda ve oturarak içmek. Burada israf ettiklerimiz gözümüz önüne hiç gelmiyor. Gelse de önemsemiyoruz. Hâlbuki israf etmekte büyük günahlardan. Müslümanın önceliği büyük günahlardan sakınmaktır. Çünkü büyük günahlardan sakınmakta farzdır. Yine zikirler ve nafile namazlar konusunda bazı Müslümanlar aşırı hassaslar. Elbette hassas ve bilinçli olmak çok güzel. Ama diğer yandan bu kişiler aile ve ticari hayatında, içtimaı hayatta aynı hassasiyeti gösteremiyorlar. Ailesine karşı ihmalkâr davranıyor, hatta ailesine karşı kötü davranıyor. Ticari hayatında ise haramın çekiciliğine kapılarak helal hassasiyetini kaybediyor. İçtimaı hayatta ise sorumluluklarının farkında bile değiller. Aynı şekilde akrabalık ilişkilerinde de çok zayıflar. Ayette, Allah (cc) akrabalık ilişkilerinin gözetilmesini isterken akrabalarıyla aralarına mesafe koyuyorlar. Nafile ve zikirlerindeki hassasiyet burada yok oluyor. Genelde şöyle olur. İnsanlar önem derecesine dikkat etmez ve küçük şeylere daha önem verirler. Küçük detaylar hakkında çok dikkatlidirler. “şu sünneti sürekli yapıyorum veya şu zikri hep okuyorum veya bugün Cuma, o yüzden Kehf süresini okudum” ya da “akşamları mülk süresini devamlı okuyorum” vs… Ya da bir cenazesi olduğu zaman ilk üç gün arkasından Kur’an ve mevlit okutmak. Yemek dağıtmak. Sonra yedinci, kırkıncı, elli ikinci gününde ve senesinde arkasından Kur’an ve mevlit okutmak. Hâlbuki bunların sünnette bile yeri yok ama biz bunları yapmadığımız zaman kendimizde bir eksiklik ya da ölümüze karşı vazifemizi yapmamış veya birileri ne der düşüncesinde oluyoruz. Elbette okunan Kur’an’ın sevabı ölüye gider. Buna diyeceğim yok ama bizim önceliğimiz bu olmamalı. Ölüsüne Kur’an ve mevlit okutmaya öncelik verdiği kadar yapması gereken farzlara ve terk etmesi gereken haramlara aynı önceliği vermiyor. Ben nice insanları gördüm ki namaz kılmadıkları halde cenazesinin arkasında Kur’an ve mevlit okutmayı her şeyden öncelikli görüyorlar. Bunlar dini herhalde ölünün arkasından Kur’an ve mevlit okutmaktan ibaret sanıyorlar. Ama şeytan insanları öyle kandırıyor ki sünnetlerin yapılmasını farzların yapılmasından daha öncelikli ve güzel gösteriyor. Büyük günah olan fiilleri de kişiye küçük ve önemsiz gösteriyor. Şimdi burada aklımıza Gazze geliyor. Gazze de insanlar açken, umreye gidip –hatta burada birkaç kez umreye gitmiş olanları özellikle kastediyorum- orada umre yapmak gerçekten önceliğimiz midir? Yoksa elimizde geldiğince Gazze’ye yardım etmek, umre yapmaktan daha mı önceliklidir? Hangi Müslüman umreye vereceği parayı Gazze’ye bağışlıyor. Diyeceksiniz ki verdiğimiz yardımlar oraya ulaşmıyor. Ben de derim ki en azından o yolda olmak lazım. Allah (cc) niyetine bakacak. Sen elinden geleni yap. Ulaşıp ulaşmaması, kabul edip etmemesi Allah’ın işidir. Büyük günahlardan kaçınırsanız ayetiyle, Kur’an-ı Kerim bize açıkça önceliğimizi gösteriyor. Eğer bunlardan uzak durmayı başarabilirseniz o zaman, geriye kalan küçük eksikliklerinizi, günahlarınızı, hatalarınızı ortadan kaldıracak. Hatta iki namaz arasında, iki Cuma arasında, iki ramazan arasında işlemiş olduğumuz küçük günahları Allah (cc) bağışlayacaktır. Bu da demek oluyor ki; önemli olanlara öncelikli olarak dikkat etmek gerekiyor. O da büyük günahlardan kaçınmaktır.    
Ekleme Tarihi: 24 Ağustos 2024 - Cumartesi

Öncelik Hangisi? Umre mi, Gazze’ye Yardım mı?

Öncelik Hangisi? Umre mi, Gazze’ye Yardım mı?

Bugün size nisa süresinden bir ayet paylaşmak istiyorum. Bu ayette Allah (cc) bize uzak durmamız gereken günahlar için öncelik anlayışı veriyor. Allah (cc) ayette diyor ki: “Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi değerli bir yere koyarız.” (Nisa, 31)

Mecellede şöyle bir kural var. Defû’l-mefasid ve celbu’l-menafi’. Yani önce haramları terk etmek. Sonra helalleri yapmak. Genelde hayatımızda önceliklerle ilgili yanlış anlaşılmalar var. Bu, sünnet ve farz olan meselelerde olabildiği gibi, küçük günah büyük günah durumlarında karşımıza çıkmaktadır. Sünnetleri yapmak hususunda dikkat ederken, farzları yapma konusunda aynı hassasiyette değiliz. Küçük günahlara dikkat ederken büyük günah dediğimiz fiillere dikkat etmiyoruz.

Mesela eve ya da camiye girerken sağ ayakla girmek. Elbise giyerken sağdan başlamak. Yemek tabağını sünnet diye iyice sıyırmak. Suyu üç yudumda ve oturarak içmek. Burada israf ettiklerimiz gözümüz önüne hiç gelmiyor. Gelse de önemsemiyoruz. Hâlbuki israf etmekte büyük günahlardan. Müslümanın önceliği büyük günahlardan sakınmaktır. Çünkü büyük günahlardan sakınmakta farzdır.

Yine zikirler ve nafile namazlar konusunda bazı Müslümanlar aşırı hassaslar. Elbette hassas ve bilinçli olmak çok güzel. Ama diğer yandan bu kişiler aile ve ticari hayatında, içtimaı hayatta aynı hassasiyeti gösteremiyorlar. Ailesine karşı ihmalkâr davranıyor, hatta ailesine karşı kötü davranıyor. Ticari hayatında ise haramın çekiciliğine kapılarak helal hassasiyetini kaybediyor. İçtimaı hayatta ise sorumluluklarının farkında bile değiller. Aynı şekilde akrabalık ilişkilerinde de çok zayıflar. Ayette, Allah (cc) akrabalık ilişkilerinin gözetilmesini isterken akrabalarıyla aralarına mesafe koyuyorlar. Nafile ve zikirlerindeki hassasiyet burada yok oluyor.

Genelde şöyle olur. İnsanlar önem derecesine dikkat etmez ve küçük şeylere daha önem verirler. Küçük detaylar hakkında çok dikkatlidirler. “şu sünneti sürekli yapıyorum veya şu zikri hep okuyorum veya bugün Cuma, o yüzden Kehf süresini okudum” ya da “akşamları mülk süresini devamlı okuyorum” vs…

Ya da bir cenazesi olduğu zaman ilk üç gün arkasından Kur’an ve mevlit okutmak. Yemek dağıtmak. Sonra yedinci, kırkıncı, elli ikinci gününde ve senesinde arkasından Kur’an ve mevlit okutmak. Hâlbuki bunların sünnette bile yeri yok ama biz bunları yapmadığımız zaman kendimizde bir eksiklik ya da ölümüze karşı vazifemizi yapmamış veya birileri ne der düşüncesinde oluyoruz. Elbette okunan Kur’an’ın sevabı ölüye gider. Buna diyeceğim yok ama bizim önceliğimiz bu olmamalı. Ölüsüne Kur’an ve mevlit okutmaya öncelik verdiği kadar yapması gereken farzlara ve terk etmesi gereken haramlara aynı önceliği vermiyor. Ben nice insanları gördüm ki namaz kılmadıkları halde cenazesinin arkasında Kur’an ve mevlit okutmayı her şeyden öncelikli görüyorlar. Bunlar dini herhalde ölünün arkasından Kur’an ve mevlit okutmaktan ibaret sanıyorlar. Ama şeytan insanları öyle kandırıyor ki sünnetlerin yapılmasını farzların yapılmasından daha öncelikli ve güzel gösteriyor. Büyük günah olan fiilleri de kişiye küçük ve önemsiz gösteriyor.

Şimdi burada aklımıza Gazze geliyor. Gazze de insanlar açken, umreye gidip –hatta burada birkaç kez umreye gitmiş olanları özellikle kastediyorum- orada umre yapmak gerçekten önceliğimiz midir? Yoksa elimizde geldiğince Gazze’ye yardım etmek, umre yapmaktan daha mı önceliklidir? Hangi Müslüman umreye vereceği parayı Gazze’ye bağışlıyor. Diyeceksiniz ki verdiğimiz yardımlar oraya ulaşmıyor. Ben de derim ki en azından o yolda olmak lazım. Allah (cc) niyetine bakacak. Sen elinden geleni yap. Ulaşıp ulaşmaması, kabul edip etmemesi Allah’ın işidir.

Büyük günahlardan kaçınırsanız ayetiyle, Kur’an-ı Kerim bize açıkça önceliğimizi gösteriyor. Eğer bunlardan uzak durmayı başarabilirseniz o zaman, geriye kalan küçük eksikliklerinizi, günahlarınızı, hatalarınızı ortadan kaldıracak. Hatta iki namaz arasında, iki Cuma arasında, iki ramazan arasında işlemiş olduğumuz küçük günahları Allah (cc) bağışlayacaktır. Bu da demek oluyor ki; önemli olanlara öncelikli olarak dikkat etmek gerekiyor. O da büyük günahlardan kaçınmaktır.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyazimeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Müslüman yorumu
(24.08.2024 14:28 - #160)
Hocam Dini anlama ve yaşama konusunda güzel örnekler sunmussunuz. elinize emeğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyazimeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.