YAKINDA MÜSLÜMANLAR GALİP GELECEKTİR. Zafer inananlarındır. Zafer kendi yolunda cihat edenlerindir. Zafer hakkı üstün tutmak için malıyla ve canıyla çalışanlarındır. Filistinli kardeşlerim. Sen üzülme. Çünkü sen inanmışsın. Allah yolunda malını ve canını vererek cihat ediyorsun. Sen Allah’ın izniyle cennete adaysın. Cenneti kazanmışsın. Filistinli kardeşim! Sen Müslümanların Kudüs’te çiğnenen onurunu aziz eylemek için ayaktasın. Müslümanların uyuşuk, pısırık olmaları seni korkutmasın. Allah yardımcınız olsun. Yahudiler, lanetlenmiş millettir. Onlar tarihte olduğu gibi, yaptığı bu bozgunculuk ve fesadın sonucunda yok olup gideceklerdir. Çünkü inandığım kitap ve peygamberim öyle söylüyor. "Biz kitapta İsrail oğullarına şu hükmü de bildirdik: ‘Siz ülkede iki defa fesat çıkaracak ve açık zorbalıklar yapacaksınız. Onlardan birincisinin vâdesi geldiğinde, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı sizin üzerinize musallat ederiz. Onlar sizi yakalayabilmek için evlerin aralarına bile girerek her tarafı didik didik edip araştırırlar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdür." (İsra, 17/4-5). İkinci fesat ve hezimetlerini anlatan ayetlerin meali de şöyledir:  "Bunun ardından sizleri onlara galip getireceğiz, mallar ve çocuklarla size yardım edecek ve savaşçılarınızın sayısını arttıracağız. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, onu da kendi aleyhinize işlemiş olursunuz. Derken, sonraki taşkınlığınızın vakti geldiğinde, kederinizden suratlarınız asılsın, daha önce girdikleri gibi yine Mescide girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler diye başınıza  düşmanlarınızı musallat edeceğiz" (İsra, 17/6-7). Bakın peygamberimiz ne müjde vermiş. "Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları kırıp mahvedecekler. Öyle ki, Yahudilerden bir kimse bir ağaç veya bir taşın arkasına saklanacak olsa, o ağaç ve taş dile gelerek 'Ey Müslüman, ey Allah'ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür.' diyecek. Sadece Ğarkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır. (Müslim, Fiten, 82). Öyleyse kardeşlerim üzülmeyin. İnanın. İnancınızı diri tutun. Yoldaki engeller sizi korkutmasın. O günler Allah’ın izniyle yakındır. Ye’se düşmeyin. Ümitsiz olmayın. Nitekim, İslâm'ın ilk devirlerinden sonra -birinci fesattan- 1948'lere kadar önemli bir Yahudi meselesiyle uğraşmayan Müslümanlar, 1948 yılında Yahudilerin bir İsrail Devleti kurmasıyla ikinci Yahudi fesadıyla karşılaşmışlar ve Yahudiler, hâkimiyeti tesis ederek, bu bölgeyi elde etmişlerdir. İlk fesat ve bozgunculuk, M. Ö. 598’de Babil kralı Buhtu’n-Nasr’ın Kudüs’ü ve Beytü’l-Makdis’i yerle bir etmesiyle gerçekleşmiştir. Buhtu’n-Nasr, İsrailoğullarını Filistin’den çıkarıp çeşitli ülkelere sürmüştür. İkinci hezimetleri ise, inşallah yakındır. Çünkü ayette gelecek felaketten önce yapacakları bozgunculuğun bütün unsurları gerçekleşmiştir. Şöyle ki; Siyonistler, Batının süper güçlerinin desteği ile sun’î bir devleti 1948’de Filistin topraklarını işgal ederek o topraklar üzerinde kurdu. Üç milyon kadar Filistinli Müslüman’ı yurtlarından kovup, 70 yıldan beri Filistin’deki Müslümanları kana ve ateşe verdi. Bu açıdan bakıldığında bu ayet, mazlum Müslümanların haklarını alıp vatanlarına kavuşacaklarına bir işaret sayılabilir. Ama laklakla, laflarla Siyonist-Haç işgal ve zulmü asla önlenemez!!! Çünkü Necip Fazıl’ın dediği gibi, “Yahudiler mi dediniz? Onlar, yumurtalarını pişirmek için, Dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir.”  Bu lanetlilerden ebedi kurtulmak istiyorsak, önce içimizdeki İsrailcilerden ve yahudi sevicilerden kurtulmalıyız! Türk ismini alan yahudi dönmelerinden kurtulmalıyız. Ve sonra; sağlam bir imana sahip olmalıyız. Kur’an ahlakını kuşanmalıyız. Aramızdaki basit tartışmalarla, suni gündemlerle meşgul olup Filistin ve Kudüs davamızı unutmamalıyız. Müslüman dik durmalı. Duruşunu bozmamalı. Yahudiler ve emperyalistler karşısında eğilmemeli. Üç-beş kuruşa dinini ve davasını satmamalı. Ey Müslüman kardeşim! Hiçbir şey yapamıyorsan da boykot da mı yapamıyorsun. Yahudilerin dini imanı para. Ekonomi zaafa düşmelerinden çok korkarlar. Lanetli yahudilerin mallarını alma, aldırma. Ey tüccar kardeşim! Dükkânında İsrail ve işbirlikçilerin mallarını almazsan zarar mı edersin. Ama alırsan oradaki Müslüman kardeşlerinin kanları senin ticaretine karışmış olduğunu bil. Onların mallarını dükkânında satarak onlara destek olma. İşte o zaman; Vallahi billahi Zalim Yahudiler ve işbirlikçileri işgalci devletleri İsrail’le beraber yenilecek! Yok olacak! Toz olacak! Ve merhum Necip Fazıl Üstadımızın dediği gibi; “Yıkılasın İsrail! Enkazını göreyim. Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim.” Hakikati gerçekleşecek İnşallah! İsrail'in gücü, yani tüm dünya Yahudilerin ve onlara destek sağlayan emperyalistlerin olağanüstü destek ve dayanışmasının sonucudur. Bizim zaafımızın sebebi ise tam tersi, bölünmüşlüğümüzün, yetersiz destek ve bazı durumlarda da açık anlaşmazlığın sonucudur. İşte burada birlik, elbette ki bölünmüşlükten daha etkilidir. Küfür haksız davalarında birlik olabilirken, kendini Müslüman zannedenler haklı davalarında birlik ve beraberlik içinde olamıyorsak “kahrolsun İsrail demekle” ne İsrail kahrolur ne de onları destekleyenler. Bizler koyun olduğumuz için onlar kurt oldular. Bizler korkak olduğumuz müddetçe binlerce Müslüman kardeşimiz İsrail katliamlarına maruz kalmaya devam edecektir. İsrail’e karşı tek çözüm birleşmektir. Sonra her türlü ticari ve siyasi ilişkileri askıya almak ve sonrasında tüm ilişkileri bitirmektir.